Cildimiz üç tabakadan oluşur, en dış katman epidermistir ve cildimizi enfeksiyonlara karşı korur. Ve cilt için yararlı olan nemi ciltte tutar. Epidermis tabakasının altında bulunan orta katman ise dermistir. Son tabaka ise yağ tabakasıdır. Epidermisden 4 kat daha kalın olan Dermis yaklaşık %70-80’i civarında kollajen içerir. Kozmetik Dermatoloji alanında yapılan araştırmalarla Kollajen, Hyalüronik asite son zamanlarda ilgi gitgide artıyor.
Bu kadar önemli bir konuyu elbette Lotus Dermatoloji Blog’ta derinlemesine incelemek istedik. Kollajenin faydaları nelerdir? Kollajenin tipleri nelerdir?, Hangi kollajeni, ne kadar kullanmalıyım? ve bunun gibi birçok sorunuzun cevabına bu yazımızda değineceğiz.
Dermiste bulunan kollajen cildin gerginliğini sağlarken, elastin cildin elastikiyetini verir. Bu ikisi dermisin fibriller destek dokusudur. Zamanla üretimi azalan bu proteinler ciltte yaşlanma belirtilerinin ortaya çıkmasına sebep olur. Cilde dayanıklılık ve esneklik sağlayan bu proteini yerine koymak bu yüzden genç kalmak isteyenler için hayati önem taşıyor.
Doktorlarımızın 30-35 yaşlarında önerdiği kollajen, koruma amaçlı doktor tavsiyesiyle 20’li yaşlarda da kullanılabilir. Örneğin; akne scarları ve lifting için kullanılan Altın İğne, Lazer gibi kollajen uyarımını tetikleyen uygulamalardan sonra daha hızlı ve etkili tedaviler için kollajen takviyesi önerilir.
Kolajen Kaybına Sebep Olan Faktörler Nelerdir?
Genel olarak bakarsak, kolajen vücudumuzdaki dokuları bir arada tutan sıkı bir tutkal görevi görür. Aynı en kuvvetli tutkalın zamanla yapıştırıcı özelliğini kaybettiği gibi kolajen de zamanla özelliğini kaybeder.
Kolajen Tipleri Nelerdir?
İnsan vücudunda bulunan 19 tip kolajen vardır. Farklı özelliklere sahip bu kolajenler vücudun farklı doku ve organlarında farklı görevlerle bulunur.
Cildin yüzde 70’ini kolajen tip 1 ve 3 oluşturur. Cilt sağlığımızı desteklemek için alacaksak ya tip 1 ya da tip 1 ve Tip 3 karışımı ürünler tercih edebiliriz. Özellikle saç ve tırnaklarınız için de düşünüyorsanız tip 1 ve tip 3 kolajen karışımlarını kullanmanız daha etkili olur.
Bunun dışında balık kaynaklı ve sığır kaynaklı kolajenler de vardır. Balık kolajeni daha küçük olduğundan daha kolay emilebileceği için daha çok önerilir. Balık kolajeni daha çok cilt için faydalıyken, sığır kolajeni ise kemikler, eklemler ve kıkırdaklar için faydalıdır. Kolajen takviyesine başlamadan önce dermatoloğunuza danışmanızı öneriyoruz. Örneğin, deniz ürünlerine alerjisi olanlar Balık Kolajenini kullanmamaya dikkat etmelidir. Ayrıca diyabet gibi kronik hastalığı olanlar, hamileler ve emziren anneler için yan etkileri olabilir.
Kollajen, genellikle yılda 2 kez önerilir. Tabletler yerine likit ya da şase tercih edilebilir. En az 3 aylık kullanım sonrasında 3 ay ara verilecek şekilde kürler şeklinde kullanılabilir. Ara verilen 3 ayda da doktorunuzun önerisiyle farklı yapısal bileşen takviyeleri alabilirsiniz. Antioksidan özelliği olan Glutatyon, Koenzim Q10, Biyotin, Alfa Lipoik Asit gibi ürünler kullanılabilir.
Kolajenin Vücuda Faydaları Nelerdir?
Kolajenin Cilde Faydaları Nelerdir?
Kolajen İçeren Besinler
‘’Peki kolajen takviyesini doğal yollarla nasıl alabiliriz?’’ sorusunu duyar gibiyiz. Kolajen yediğimiz besinler içerisinde de oldukça fazla bulunan bir bileşendir. Bu nedenle kolajen içeriği zengin besinler yiyerek vücudumuza kolajen takviyesi yapabiliriz. Kolajen açısından zengin besinler ise şunlardır: